ÇİN “ SERBEST TİCARET” GÖREVİNİ ÜZERİNE ALIYOR
1980’li yıllarda Deng Şiaoping öncülüğünde hızla başlayan ekonomik serüvenini şu anda 1,5 milyara yaklaşan devasa nüfusu ve 13 trilyon dolarlık ekonomik değeriyle başarıyla devam ettiren Çin, gelecek 20 yılda zirveyi ABD’den alabilir.
Çin için ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği özellikle ihracatın güçlü olmasını gerektiriyor. Yabancı ülkelere kolayca ihracat yapabilmenin önü de “serbest ticaret” ideolojisini savunmaktan geçmektedir. Zaten halihazırda ürünlerin maliyetinde ortalamanın altında olması bu yarışta Çin’i bir sıfır önde başlatıyor.
Çin bu amaçla, Kosta Rika, Peru, Yeni Zelanda,Avustralya ve başta Güney Kore olmak üzere Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği ile Serbest ticaret anlaşmaları imzalamıştır. Afrika ve Asya’da büyük altyapı projelerini üstlenmekte ve geniş çapta yatırımları bulunmaktadır. Ayrca Kuşak ve Yol Projesi ile ticaret güzergahında bulunan ülkelerle belirli serbest ticaret bölgeleri oluşturma gayretindedir. Şu an Çin için, Trump’ın Hamilton’culuğunun aksine dünya çapında serbest ticareti, gümrük tarifelerinin düşmesini ve tamamen kaldırılmasını savunmak için tam da zamanı.
Küresel ekonomi politikalarında keskin dönüşler yaşanırken, ülkemiz Türkiye bu denklemin neresindedir? Türkiye’nin Hamilton’culuğa mı yoksa serbest ticarete mi ihtiyacı vardır? Gelecek yazımızda ülkemizi inceleyeceğiz.