Günümüzde işletme sermayesi ve işletme sermayesinin yönetimi son derece önemlidir,bildiğiniz üzere kısaca işletme sermayesi dönen varlıklar ile kısa vadeli borçların arasındaki olumlu fark olarak tanımlanmaktadır. Ancak detaya indiğinizde dönen varlıklar içerisinde yer alan ticari alacaklar ve stoklar ile bunların yönetimi son derece önemlidir.
Aralarında ciddi bir ilişki olmasına rağmen maalesef birbirlerini ters yönde etkileyen unsurlardır.Bir firma stoklarını eritebilmek için vadeyi açtığında satışlarını arttırmakta, ancak ticari alacakların ortalama tahsil süresini ve alacak tahsil riskini yukarıya çekmekte,tam tersi durumunda satışlara uyguladığım vadeyi aşağıya çekiyorum dediğinde satışların hızını yavaşlatmakta ve buna paralel stokların tüketilme süresini uzatmaktadır. Bunlara paralel olarak faaliyet devri ve nakit dönüşüm süresini incelediğinizde ise firmanın ciddi bir işletme sermayesi ihtiyacının olduğu ortaya çıkmaktadır.Türkiye’de bir ticari sır kavramı vardır ve maalesef bu ticari sır kapsamında firmalar kredili satış yapacakları müşterileri hakkında ancak bankalar ile olan iyi ilişkileri neticesinde kısıtlı olarak bilgi alabilmektedirler ve halen findeks kobiler tarafından yeterince bilinmemekte ve kullanılmamaktadır.
Bu bağlamda ticari alacakların yönetiminde ve ticari alacakların riskinin satılmasında ticaret sigortası yani yurt içinde yapılan alış verişlerde bu mekanizmanın kullanılmasının önemi ortaya çıkmaktadır.Bununla birlikte Türkiye’de tüm kobilerin ki, bu ifadeyi özellikle kullanmak istiyorum, Avrupa Birliği sürecinde artık kobi tanımının yıllık cirosu 50 milyon EUR, aktif büyüklüğü 43 milyon EUR ve çalışan işçi sayısı 250 kişinin altında olan tüm firmalar artık kobi, yani Türkiye’nin % 99’u.
Hepimizin bildiği gibi firmaların iflası maalesef işletme sermayesini iyi yönetememekten ve sabit sermaye yatırımlarını kısa vadeli yabancı kaynaklar ile gerçekleştirmelerinden kaynaklanmaktadır. Ancak, eğer firmanız şeffaf ve tüm gelirlerini bilanço içerisinde gösteriyor ve temiz finansal bilgiler üretebiliyor ise firmanızın denetime açılması ve neticesinde yurt dışındaki bankalardan söz konusu export credit agency yani ihracat sigorta kuruluşlarını arkalarına alarak ve size kredi verecek bankaların kredi risklerini sigorta ederek sizlere ucuz,uzun vadeli,geri ödemesiz imkanlar yaratabilmesi mümkündür.
Türkiye’de artık Basel III konuşulmakta ve maalesef kobilerimizin bu sürece halen hazır olmadığını görüyorum, kobiler bu sürece hazır değil ve en üzüntü veren yanı da bu konuda yapılmış hareket planları da bulunmamaktadır.
Firmalar için BASEL III ciddi sorunlar getirmekle beraber, şeffaflık ve kayıt içine girmeleri açısından da faydalar sağlamaktadır. Bu makaleyi okuyanlar Basel III kurallarının finansal kuruluşları etkilediğini/ilgilendirdiğini belirtebilirler, ama unutulmamalıdır ki şirketlerin hayatına da yenilikler getirmektedir.2000 ve sonrasında her sektörde kâr marjları ciddi daralmalar yaşamış ve günümüzde yapılan bir araştırmada şirket kârlılıklarının % 2-% 4‘ler seviyesine indiği tespit edilmiştir.
Artık sabit giderlerini ve yönetim masraflarını iyi kontrol eden ve iyi yöneten firmalar farklılıklarını ortaya koymakta, ayakta kalabilmekte ve rakiplerine göre öne geçmektedirler. İyi yönetişim yapmak, iyi bir muhasebe alt yapısı oluşturmak ve yönetim muhasebesine önem vermek ve firmalarımızı tamamen oranlar ile yönetmek zorundayız.