ABD EKONOMİSİNİN BİLİNMEYEN KAHRAMANI
1950’lerden beridir devam eden dünyada Neo-liberal bir ekonomi yaratma çabası günümüze de yansımaktadır. Eğitim-öğretimden devletlerin resmi kalkınma planlarına kadar yer alan dünyanın en ünlü iktisatçısı Adam Smith çevresinde örgütlenen bu ideoloji, faiz hadlerinin bütünüyle serbest bırakılmasına dayanan mali serbestlik; sermaye hareketlerinin önündeki tüm engellerin kaldırılması, bütün gümrük duvarlarının kaldırılmasıyla oluşacak dış ticaret serbestisi, rekabeti engelleyen tüm önlemlerin kaldırılması gibi daha birçok politikaları savunmuş, bunları gelişmekte ve gelişmemiş ülkelere birer kalkınma reçetesi olarak sunmuşlardır.
Adam Smith’in sunmuş olduğu bu reçeteyi, belki de çoğumuzun ismini bile duymadığı bir kişi, daha 33 yaşında ABD’nin ilk Maliye Bakanı (Hazine Sekreteri) olan Alexander Hamilton reddetmiştir.
Bağımsızlık Savaşı ile Britanya’ya karşı büyük bir zafer elde eden ABD’yi, gelecekte çok daha zorlu bir süreç bekliyordu. ABD, ekonomik bağımsızlık elde edememiş ve tarım ülkesi olarak İngiltere’den sanayi ürünleri ithal ediyordu. Bağımsızlık Savaşında sadece 22 yaşında olan, George Washington’ın yaveri Alexander Hamilton ise ülkesinin kapsamlı bir sanayi kalkınma programına ihtiyacı olduğunun farkındaydı. Maliye Bakanı olunca da bu düşüncesini hızlı bir şekilde uygulamaya koydu.
1791’de Hamilton ABD Kongresi’nde, Sınai İmalatçılar Konusundaki Rapor’unu sundu. Bu rapora göre ABD gibi geri kalmış bir ülke “başlangıç dönemlerinde bulunan endüstrilerini” yabancı rekabetten korumalı ve bunları kendi ayakları üzerinde durabilecekleri noktaya kadar desteklemelidir. O zamanın ikinci sınıf üniversitesinden (King College of New York, şimdiki Columbia Üniversitesi) sadece genel toplum bilimleri derecesi alan 35 yaşındaki maliye bakanı, dünyanın en ünlü iktisatçısı Adam Smith’in tavsiyelerine açıkça karşı çıkıyordu. Serbest piyasacı iktisadın İskoç lideri Adam Smith, ciddi şekilde Amerikalılara imalat sanayiini geliştirmemelerini tavsiye etmiştir. Smith “Avrupa’da üretilen sınai malların ithalatının durdurulması yönündeki herhangi bir teşebbüsün Amerika’nın gerçek refaha ve büyüklüğe doğru ilerlemesini sağlamak yerine engelleyeceğini” ileri sürmüştür. Hamilton ise, ithalat yasakları koymuş, kritik ham maddeler için ihracat yasakları, gümrük vergisi iadeleri, icatlar ve patentler için ödüller gibi çok kapsamlı bir yerli sanayi sınıfını destekleyen paketi yürürlüğe sokmuştur.
ABD, Hamilton’un bu ekonomi politikaları sayesinde Birinci Dünya Savaşı’ndan önceki kırk yıllık süreçte, dünyanın en hızlı gelişen ekonomilerinden birisi haline dönüşmüştür. Şu an ise dünyanın en büyük ekonomisidir. Hamilton, Smith’in tavsiyelerini dinlemiş olsaydı eğer, ülkesi tarıma dayalı bir ekonomi olarak kalmaya devam edecekti.
Bu nedenle Hamilton, ABD ekonomisinin gizli kahramanıdır. Gizli bir kahramandır çünkü, ABD için Smith’in tavsiyeleri, takip edilmemiş olsa dahi, devam ettirilmesi gereken bir düşünce olarak kalmaya devam etmiştir. Ancak modası geçen bu tavsiyeleri ABD ne için, ne amaçla uygulama gereği duydu? Gelecek yazımızda, ABD’nin günümüze kadar izlemiş olduğu ekonomi politikalarını inceleyeceğiz.