Şirket değerlemesi, şirket hissedarları, profesyonel yöneticiler, şirket satın alması ile ilgilenen kişiler tarafından merak edilmeye ve ilgi ile takip edilmeye başlandı.
Şirket değerlemesi konusunda uluslararası finans piyasalarınca kabul edilen iki temel yaklaşım bulunuyor.
Bunlardan bir tanesi varlık bazlı ve diğeri ise nakit akışı bazlı değerleme yöntemleri olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır.
Varlık bazlı değerleme; şirketin sahip olduğu üretim tesisleri, gayrimenkuller, markalar, lisanslar, araç filosu, alacaklar gibi bazı varlıklarının alt alta toplandığı ve şirketin değerinin hesaplandığı yöntemdir ve bu yöntem genellikle şirketin hayatının sona ererek tasfiye edildiği veya bilançosunda varlıklarını gerçek değerine yakın izleyebildiğimiz finansal kuruluşlar, bankalar gibi şirketlerin değerlemesinde kullanılan yöntemdir.
Varlık bazlı değerleme yaklaşımının temel sorunu, şirketlerin sahip olduğu yönetim kabiliyeti, yenilikçi gücü, pazar payı gibi maddi olmayan ve bilanço ile gelir tablosunda yer almayan son derece değerli varlıklarını hesaba katmamasıdır.
Diğer yandan hayatını sürdüreceğini ve ileride nakit yaratma kabiliyeti olacağını beklediğimiz sağlıklı şirketlerin değerlemesi ise genellikle nakit akışı bazlı değerleme yöntemleri ile yapılmaktadır.
Nakit akış bazlı yaklaşım, şirketin yukarıda yer verdiğimiz üzere varlıkların toplamı ile gelecekte yaratacağı değerin bugüne indirgenmesi esasına dayanmaktadır. Bu yöntemle hesaplanan değer genellikle sağlıklı bir şirkette hemen her zaman salt varlık değerinden daha yüksek bir sonuç getirir. Özellikle bu son dönemde şirketlerin teknolojik katma değeri arttıkça, aradaki fark giderek daha da açılmakta, şirketlerin varlık değeriyle nakit akış değeri arasında önemli bir fark oluşturmaktadır.
Bugün dünyanın en değerli şirketleri sıralamasında 4.sırada 1 trilyon 343 milyar dolar marka değeri ile “ AMAZON” buna iyi bir örnek olarak gösterilebilir.
AMAZON’un yaptığı iş itibariyle fabrikaları ,üretim tesisleri, değeri çok yüksek iktisadi kıymetleri ve gayrimenkullerinin olmadığını düşünebiliriz ve bu düşünce de haklı da olabiliriz .Netice itibariyle şirketin varlık değeri piyasa değerinin kıyaslanmayacak kadar altındadır.
Nakit bazlı değerleme yöntemlerinde de indirgenmiş nakit akımı ve benzer şirket karşılaştırması gibi iki tane ana yöntem vardır.
İndirgenmiş nakit akışı yöntemi şirketin varlığını sürdürmesi için gerekli olan yatırımları yaptıktan sonra hissedarlara ve kreditörlere verebileceği dağıtabileceği serbest nakit akışlarının geleceğe yönelik olarak tahmin edildikten sonra bu nakit akışın da risklerini yansıtan bir indirgeme oranıyla bugüne getirilmesi esasına dayanır.
Değerlemede ana yöntem olarak indirgenmiş nakit akışı yöntemi kullanılmakla beraber bir kontrol yöntemi olarak benzer şirket yaklaşımı da ender olarak kullanılabilir.
Benzer şirket yaklaşımı ise daha önce gerçekleştirilen işlemlerde gözlenen çarpanlar veya halka açık şirketlerin borsalarda gözlenen değerlerinden hesaplanan çarpanları dikkate alıyor, bu yöntemde şirketin değeri; kârının veya bir faaliyet ve operasyonel ölçütünün katı olarak ifade ediliyor.
Örneğin bir sektörde gözlenen ebitda çarpanı 10 ise şirketler faaliyet kârlarının 10 katında değerleniyorsa değerlemeye konu olan şirketinde faaliyet kârı 20 ise şirketin değerinin 200 birim olduğu tahminini yapabiliriz.
Bu yöntemde genellikle ebitda yani faiz, amortisman ve vergi öncesi faaliyet kârı çok sıklıkla kullanılmakla beraber net kâr ve serbest nakit akışı gibi bazı finansal veya operasyonel değerler de kullanılmaktadır.
İndirgenmiş nakit akımı yöntemi, genellikle kullanılan ana yöntem olmakla beraber, çok fazla geleceğe yönelik tahmin ve varsayım içermesi sebebiyle yanılma payı da içeren bir yaklaşımdır, dolayısıyla çarpan yöntemi veya benzer şirket yöntemi ayrıca kontrol yöntemi olarak da kullanılabilir.
İndirgenmiş nakit akımı yöntemiyle hesaplanan değer çarpan yöntemiyle hesaplanan değerden çok farklıysa bu bizi tekrar dönüp hesabımızı kontrol etmeye ve aradaki farkların nereden kaynaklandığını araştırmaya yöneltmesi gerekir.
Şirket değerlemesinin hiçbir zaman mutlak bir değer ifade etmediğini unutmamak gerekir. Burada yapılmaya çalışılan şirket değerini tahmin etmeye yönelik bir egzersizdir ve dolayısıyla bunlar genellikle bir aralık olarak ifade edilir.
Diğer yandan işlemin gerçekleştiği değerle, yani işlemin fiyatıyla şirketin değerlemesi arasında satıcının durumu, alıcının alternatifleri, o sırada rekabetin durumu gibi birçok sebeple farklılık gösterebilir.
Bu nedenle şirket değerlemesinin sadece bir tahmin yaklaşımı olduğunu hatırda tutmak gerekir.
ŞİRKET DEĞERLEMESİ ÖRNEĞİ
Bir şirketin geçmiş verileri ve ileriye dönük yapılan tahminleri uyarınca, birinci ve ikinci yıl % 20,3.yıldan itibaren ise % 15 büyüyeceğini, alternatif getiri oranının ise % 30 civarında bir seyir izleyeceğini kabul edelim.
Şirketin mali tablolarından 2019 yılı esas faaliyet karının 10.8 milyon TL ödenmiş sermayesinin 100 milyon TL, kısa ve uzun vadeli finansal borç toplamının (28.4 + 12.6)= 41.milyon TL,2019 yılında ayrılan amortisman tutarı 1.8 milyon [ 2019 sonu itibariyle birikmiş amortisman-2018 sonu birikmiş amortisman=2019 yılında ayrılan amortisman).
Şirketin herhangi bir yatırım kararının olmadığını varsayalım.
Bu veriler ışığında şirketin serbest nakit akımı = [ Esas faaliyet kârı + Amortisman tutarı ]
10.8 + 1.8 = 12.6 milyon.TL
1.yıl sonu nakit akımı – 2020 – 12.6.milyon TL x (1 + 0,20 ) = 15.12.milyon TL
2.yıl sonu nakit akımı – 2021 – 15.12.milyon TL x (1 + 0,20 ) = 18.14.milyon TL
3.yıl sonu nakit akımı – 2022 – 18.14.milyon TL x (1 + 0.15 )= 20.86.milyon TL
3. yıldan itibaren sonsuz sayıda nakit akımı geçerli olacağından, sonsuza dek sürecek nakit akım formülümüz uyarınca,
20.86
—————–= 139.06.milyon TL
0.30-0.15
Nakit akımlarının şimdiki değerini hesapladığımızda;
15.12 18.14 139.06
Şimdiki değer = ———- + ———– +————– = 11.63 + 10.73 + 63.29 = 85.65
(1 +0.30) 1 + 0.30)² (1 +0.30)³
85.65 milyon TL nakit akım toplamlarının şimdiki değere indirgenmiş halidir. Bu toplama mevcut serbest nakit akımı eklediğimizde ve söz konusu tutardan firmanın bugünkü kısa ve uzun vade finansal borçlarını düştüğümüzde,
98.25 –41 = 57.25.milyon TL – piyasa değeri çıkmaktadır.